Adanalı” dizisinde canlandırdığı Sofia karakteriyle tanınan Serenay Sarıkaya, kariyerinde yeni bir sayfa açıyor. Kral TV’nin düzenlediği “Miss Turkey 2010”a katılan ve 20 finalist arasına girmeyi başaran genç oyuncu, kraliçelik tacı için 1 Nisan’da podyuma çıkacak. Diğer finalistlerle birlikte Polonezköy’deki bir otelde kampa alınan Sarıkaya, o zorlu kamp süreci öncesi sorularımızı yanıtladı.
Oyuncu olarak tanıdık seni, ama bir anda güzellik yarışması finalisti olarak karşımıza çıktın...
- Evet, ani bir karar oldu. Katıldım ve finalistler arasına girdim. Sonucu ben de en az sizin kadar merak ediyorum.
Güveniyor musun kendine, birinci olabilir misin?
- Kendime güveniyorum ama finalistlerin hepsi çok güzel... Kimse şimdiden “Ben birinci olacağım” diyemez...
Büyük final ne zaman?
- Yarışma 1 Nisan’da yapılacak. Biz de o büyük güne hazırlanmak için Polonezköy’deki Legend Otel’de kampa giriyoruz. Ünlü koreograf Uğurkan Erez tarafından yarışmaya hazırlanacağız.
Zaten modellik yapıyordun, podyuma yabancı değilsin...
- Evet, podyumda olmayı seviyorum... En son Cemil ıpekçi imzalı bir gelinlikle podyumda yürümüştüm, büyüleyiciydi. Bu işe hobi olarak devam ederim sanırım.
ÖĞRETMENLERİM KARARI BANA BIRAKTI
“Adanalı”da iki sezondur rol alıyorsun. Oyunculuk nasıl gidiyor, devam edecek mi?
- Oyunculuğa alıştım. Hatta Sofia karakterini o kadar benimsedim ki, arada sırada aksanım onunkine kayıyor. Tiyatro eğitimi alıyorum ama bu dizinin de bana öğrettiği çok şey oldu. “Adanalı” benim için gerçekten büyük bir şanstır. Daha önce iki dizide daha rol almıştım, daha kendimi göstermeme fırsat bulamadan yayından kaldırılmışlardı.
Dizi ile okulu bir arada yürütmekte zorlanıyordun, şimdi bir de güzellik yarışması eklendi tempona... Ne olacak...
- Valla ben de bilmiyorum. Önceleri çok zorlandım, derslerde uyuyakaldım falan... Tam o tempoyu düzene oturtmuştum ki, bu geldi. Dereceye girersem yeni bir telaş başlayacak. Gerçi dert etmiyorum, bu tempoya nasıl alıştıysam ona da alışırım, bir şekilde hepsine yetişirim diye düşünüyorum.
Öğretmenlerin bu duruma ne diyor, “önce okul” diye ısrar etmiyorlar mı?
- Israr yok, tercihi bana bıraktılar.
OYUNCULUK KARARIM AİLEMİ TEDİRGİN ETTİ
Hatırlatmam belki hoşuna gitmeyecek ama adın bir ara “Adanalı”da babanı canlandıran Oktay Kaynarca ile anılmıştı.
- Evet, ne yazık ki öyle... Ünlü olmayı seçtiysen, bu tarz dedikodulardan kaçamazsın. Ama benim kadar genç biri için böyle yanlış haberler çok yıpratıcı oluyor. O haberler çıktığında sadece 17 yaşındaydım. Anne-babam, akrabalarım üzüldü tabii. Dedikoduların gerçek olduğuna ihtimal vermeseler de “Ben biliyordum bu kızı böyle yıpratacaklarını” diye içlerinden geçirdiklerinden eminim. Beni de en çok onların üzülmesi üzdü zaten...
Bu sözden, ailenin senin oyuncu olmana pek sıcak bakmadığı sonucunu çıkarabilir miyim?
- Doğru, özellikle babam ve baba tarafından akrabalarım hiç sıcak bakmadı bu kararıma. Çok tedirgin oldular. Oyunculuk yapmamı kesinlikle istemiyorlardı. Annemle babam ayrı ve ben annemle kalıyorum. Eğer hâlâ evli olsalardı, babamla bir arada olsaydım, bu işi yapamazdım herhalde. Çünkü annemin desteğiyle bu işe kalkışacak cesareti buldum kendimde...
BABAM DA ARTIK BENİMLE GURUR DUYUYOR
Baban meslek seçimini kabullenebildi mi?
- Evet... Duruşum ve yaptığım işlerle ona oyunculuğun kötü bir iş olmadığını kanıtladım. şimdi arayıp “Seninle gurur duyuyorum kızım” diyor. Bundan büyük mutluluk olamaz.